• Cancel
    Filter
Filter

51. Müzayede Kitap

OSMANLICA ve TÜRKÇE KİTAPLAR İSTANBUL ve İZMİR ile ilgili KİTAPLAR ERMENİCE, RUMCA KİTAPLAR NADİR SÖZLÜKLER OSMANLI ve TÜRKİYE ile ilgili KİTAPLAR

Currency Converter:
Lot: 607 » Kitap

Lazzaro Spallanzani, LE OPERE DI LAZZARO SPALLANZANI, Ulrico Hoepli, Milano, 193xx. Volume
Quinto: Parte Prima. Viaggio a Costantinopoli (1936), bez cildinde.
Ünlü İtalyan biyoloğun İstanbul seyahatnamesi...
Lazzaro Spallanzani (1729-1799) İtalyan Katolik rahip, biyolog ve fizyologdur. Pavia Üniversitesi’nde doğa
tarihi profesörü olarak çalışmış ve burada kurduğu doğa tarihi müzesini dünyanın hemen her bölgesinden ve
Akdeniz ülkelerine yaptığı (İstanbul ve çevresi de dahil) gezilerden getirdiği bitki ve hayvan örnekleri, fosil
ve mineraller ile zenginleştirmiştir. Çok yönlü bir bilim adamı olarak bilinir. Hayvanların vücut fonksiyonları,
üremeleri ve bugün biosonar diye tabir edilen ve hayvanların ses dalgaları ve titreşim yolu ile yön bulmalarını da
kapsayan konularda deneysel çalışmalarda bulunmuş ve bilime önemli katkılar sağlamıştır. Kurbağagillerde üreme
mekanizmasını ilk olarak eksiksizce açıklığa kavuşturup, ilk yapay döllenmeleri (1777) gerçekleştirdi; dokuların
soluma olayını ortaya koydu. Karşılaştırmalı biyolojinin kurucularından biri sayılmaktadır. Pozitif bilimlerin
birçok alanında gözlemlerde bulunan Spallanzani, bu konudaki çalışmaları için arasında İstanbul (1785-1786) ve
Sicilya (1788) olmak üzere birçok yere gitmiştir. Kitapta İstanbul’un kuşları, balıkları, memelileri, sürüngenleri
ve böceklerine dair gözlemlere yer verilmekte, Péra’da yaptığı meteorolojik ölçümlerin sonuçları sunulmakta,
Büyükdere’de yaptığı detaylı gözlemler anlatılmaktadır. Spallanzani, İstanbul Adaları’nı üzerlerindeki madenlere
varıncaya kadar anlatmış ve çok ilginç ve detaylı bilgilere yer vermiştir. Ülkemizde çok az bilinen bu seyahatname
İstanbul’u işleyen araştırmacı ve tarihçilerce de neredeyse hiç kullanılmamıştır.

Details
Lot: 609 » Kitap

Hubert E[dward]. H[enry]. Jerningham, TO AND FROM CONSTANTINOPLE, Hurst and Blackett, London, 1873. ix, [1], 365, [1] s, 22 x 14 cm, bez cildinde.
Atina’dan başlayıp İstanbul’a uzanan, İznik ve İzmit üzerinden Bursa’da sonlanan bir yolculuğun hikâyesi...
1842-1914 yılları arasında yaşamış olan Jerningham, iki yıl Atina ve İstanbul’da yaşamış, sonrasında da Atina’ya yerleşmiş bir yazardır. İstanbul’da İngiltere büyükelçiliğinde
sekreter olarak çalışıyordu. Elimizdeki kitap sekiz bölümden oluşur, İlk üç bölüm bugünkü Yunanistan topraklarına geçer. Boğaziçi ve Haliç kıyılarındaki tarihi kalıntıları ve
Galata’yı gezen yazar, 1870’li yılların İstanbul’unu ve daha sonra gezdiği Bursa’yı gayet renkli bir dille, arada antik Yunan şairlerinden alıntılar yaparak ve mitolojik ve tarihi
bilgiler ekleyerek anlatır. İstanbul’daki Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Bulgarlar ve Kürtler de kitapta yer bulur. Jerningham, Galata köprüsünü anlatırken İstanbul aşığı ressam
Amadeo Preziosi’yi unutmamış, hem Prezosi’yi hem de Galata köprüsünü şöyle anlatmıştır “Köprünün üzerindeki yaşamın mükemmel bir suluboya görünümü için, İstanbul’u
ziyaret eden hiç kimse Mr. Preziosi’nin atölyesini görmeden gitmemelidir. Genelde suluboya resminde takdire şayan bir yeteneğe sahip olan sanatçı, özellikle Doğulu olan her
şeye nüfuz etmiş olan o kendine has Doğu rengini yaşama geçirmiş ve böylece seyyaha en hayran kaldığı şeylerin gerçek bir hatırasını yaşatmıştır.” Blackmer 873, Atabey 618

Details
Lot: 613 » Kitap

Alfred Driou, CONSTANTINOPLE ET LA TURQUIE ILES ET RIVAGES DE LA MÉDITERRANÉE, Gédalge Jeune, Paris,
tarihsiz [c 1890]. 206 s, metin dışında 16 gravür, 22 x 13.5 cm, bez cildinde.
Çok nadir bir İstanbul seyahatnamesi…
Müzayedelerimizde ilk defa görülen bu nadir kitabın 1. bölümünde Akdeniz havzası, çevresindeki ülkeler, adalar, limanlar ve tarihleri
ana hatlarıyla ele alınmaktadır. 2. bölümde Yunanistan, Kıbrıs ve güney Ege Adaları ayrıntılı olarak anlatılmakta, bu bölümün devamı
olan 3. bölümde ise Tenedos, Demnos, İmbros gibi kuzey Ege Adaları anlatılmaktadır. 4. bölümde Avrupa Türkiye’si idarî yönden
bölünmüş haliyle (sancaklar), Osmanlı hanedanı, saraydaki hiyerarşik yapı, dinî açıdan yetki sahibi olan yöneticiler, ülkeyi oluşturan
dinsel halklar, Osmanlıların yaptığı fetihler ele alınmaktadır. 5. bölüm ise ağırlıklı olarak İstanbul’a ayrılmıştır. Marmara üzerinden
İstanbul’a gelen yazar bu bölümde şehirdeki sivil mimari örneklerini, şehrin ulaşım sistemini, Péra’yı, Galata’yı ve Tophane’yi, karşı
tarafta Üsküdar’ı, Boğaziçi kıyılarını, Fener’i tasvir etmektedir. 6. bölümde ise İstanbul’un sosyal yapısı, kahvehaneler, Beşiktaş,
Arnavutköy gibi deniz kıyısında bulunan yerler, kayıkçılar, Haliç, dervişler, tekkeler son derece renkli bir şekilde anlatılmaktadır. 7.
bölümde Bizans döneminden kalma tarihi açıdan önemli olan semtler, Kapalı Çarşı, hamamlar; 8. bölümde ise Osmanlıların da iştirak
ettiği 1877 Paris Sergisi, Dolmabahçe Sarayı, şehirdeki tramvaylar anlatılmaktadır. Sonraki bölümlerde de ise Karadeniz’e açılan
yazar, gezip gördüğü yerleri tasvir etmektedir.

Details
Lot: 619 » Kitap

William Goodell, FORTY YEARS IN THE TURKISH EMPIRE
Robert Carter, New York, 1877. xii, 489, 12 s, 21 x 13 cm, lüks deri cildinde.
İstanbul Misyonu kurucusu William Goodell’in (1792 - 1867), anıları…
1820 yıllardan itibaren Türkiye’de çalışmaya başlayan Amerikalı misyonerler özellikle İzmir ve çevresinde açtıkları okullarla
Ermeni toplumu üzerinde etkili olmaya çalışmışlardır. 1831 yılında Amerika’nın İstanbul’da temsilcilik açmasının hemen ardından
İstanbul’a gönderilen Goodell eğitim faaliyetlerini İstanbul’da geliştirmek için görevlendirilmiştir. İstanbul misyonunun kurucusu olan
Goodell önce Pera’da Ermenilerin yoğun olduğu bölgede daha sonra ise Rumların ağırlıkta olduğu Büyükdere’de yaşamış, birçok
okulun açılmasına ve bu okullarda eğitim verilmesine çalışmıştır. Goodell İncil’i Türkçe’ye çevirmiş ve Ermeni harfleri ile Türkçe
ve Karamanlıca olarak basılmasına öncülük etmiştir. 1831 yılında geldiği Türkiye’de 40 yıl kalan ve misyonerlik çalışmalarının
duayenlerinden sayılan Goodelll’in anıları özellikle İstanbul’daki misyonerlik çalışmaları için ilk elden kaynaktır. Amerikalı misyonerler
Osmanlı topraklarında faaliyetlere başlamak için Osmanlı-İngiliz ilişkilerini düzelmelerini bekliyorlardı. Çünkü ortada henüz resmi
bir Osmanlı-ABD ilişkisi yoktu. 2 Mart 1831’de Amerikan diplomatik temsilciliğini açtıktan sonra Willam Goodel, 26 Nisan 1831’de
İstanbul’a hareket emri aldı ve 9 Haziran 1831’de İstanbul’a vardı. Ondan yaklaşık bir yıl sonra William Schauffler 31 Temmuz
1832’de İstanbul’a geldi ve birlikte ilk misyonerlik faaliyetlerine başladılar. Bu hareketin adı İstanbul Misyonu olarak geçecekti. İlk
çalışmaları dil, kitap hazırlıkları, öğretim çalışmaları ve halkla ilişkiler üzerine olmuştur. İstanbul Misyonunun adı zamanla Ermeni
Misyonu olarak değişecektir. Bundaki en önemli neden ise sadece Ermenilerin bu çalışmalara olumlu cevap vermeleri olmuştur. Bu
nedenle misyonu alanını sürekli olarak doğuya doğru genişletiştir. Çünkü doğu illerinde yaşayan Ermeni halkın üstünlüğü gözden
kaçmamıştır. Bu amaçlarına ulaşmada ise en çok Amerikan misyoner okulları ön plana çıkmıştır. Blackmer 703

Details
Lot: 621 » Kitap

Edwin Pears, FORTY YEARS IN CONSTANTINOPLE, the Recollections of Sir Edwin Pears 1873-1915, D. Appleton, New
York,, MCMXVI [1906]. xiii, [1], 390, [1] s, metin dışında 16 fotoğraf, 22.5 x 14.5 cm, bez cildinde.
II. Abdülhamid döneminde İstanbul... Bir İngiliz avukatın 40 yıllık İstanbul hatıraları…
Hukuk eğitimi almış bir avukat olan Edwin Pears (1835-1919) İstanbul’a 1873 yılında gelmiş, İngiliz elçiliği mahkemesinde çalışmış,
bir süre İstanbul’daki Avrupa Barosu’nun başkanlığını yürütmüştür. İstanbul’da 42 yıl kalan Pears, Forty Years in Constantinople,
Life of Abdul Hamid, Turkey and its People gibi kitaplarıyla bu uzun ikametini değerlendirmiştir. Pears, 1876-1909 arasında tahtta
bulunan Abdülhamid’in yönetimi sırasında İstanbul’da yaşadığından kitap birinci elden güvenilir bilgilerle doludur. İmparatorluğun
en çalkantılı döneminin canlı tanığı olan yazar bu eserinde, Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesinden I. Dünya Savaşı’nın başına
kadar geçen olaylar ve dönemin önemli kişilerine ilişkin bilgi ve gözlemlerini verir. Sir Edwin Pears, burada yaşadığı sürece edindiği
kişisel izlenimlerini, ülkeyi ziyaret eden büyükelçiler ile yaptığı görüşmeleri, Osmanlı’daki Harem hayatını, arkeolojiye duyduğu
ilgiden dolayı ziyaret ettiği tarihi yerleri son derece samimi bir dilde kaleme almıştır. Bu bilgilere ek olarak Osmanlı-Rus Savaşını,
Bulgaristan’da yaşanan Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında yaşanan olayları, 1876 ve 1908 devrimlerini, II Abdülhamid’in hayatını
ve tahttan indirilmesine kadar geçen süre içerisinde yaşanan olayları, Doğu ile Batı arasındaki ilişkileri ve daha birçok konuyu detaylı
bir şekilde işlemiştir.

Details
Lot: 622 » Kitap

Paul de Régla [Pierre A. Desjardin], LA TURQUIE OFFICIELLE. CONSTANTINOPLE, son Gouvernement, ses Habitants,
son Présent et son Avenir. Paris, Ancienne Maison Quantin, 1891 (3. baskı) . xix, [1], 442 s, 18.5 x 12 cm, sırtı bez kapakları
karton cildinde.
2. Abdülhamid’in ilk döneminin saray dedikodularına ve mason olduğu için, 5. Murad’ı kurtarma çabalarında bulunan İstanbul’daki
mason ortamının girişimlerine karışmıştır. Bundan dolayı Sadrazam Kamil Paşa’nın hışmına uğramış ve Fransa’ya dönmek
zorunda kalmıştır. Bundan sonra da Regla hayatının en büyük kısmını 2. Abdülhamid rejimini suçlayan ve bu arada Fransa’da “kızıl
sultan”a karşı olan duyguları kullanarak adını duyurmaya çalışan kitaplar yayımlamakla geçirir. İlk olarak 1889’da La Turquie
Officielle adlı kitabı çıkarır. Yazara göre Paris’teki Türk Elçiliği ve 2. Abdülhamid’in gizli polisi bu kitabın yayımını engellemek
üzere çabalarda bulunmuşlar ve bu konuda Fransız makamlarına da başvurmuşlardır. Ancak tüm bu çabalardan doğan skandal
kokusu kitabın 1890 ve 1891’de iki baskı daha yapmasına yol açmıştır. Bu başarı da Regla’nın aynı yolda devam etmesine neden
olur. 1892’de ikinci kitabı Les bas-fonds de Constantinople (İstanbul Batakhaneleri) çıkar. Gezi anısı biçiminde olan bu kitapta
yazarın tüm skandal avcılığının yanısıra, 2. Abdülhamid rejimini eleştirmenin ötesinde, her şeyi küçümseme, hor görme, hatta
yazarın ırkçılığı ve yahudi düşmanlığı da ortaya çıkar. Daha sonra basılan Les Mysteres de Constantinople (İstanbul’un Esrarı)
(1897), Les Secrets d’Yıldız (Yıldız’ın Sırları) (1897), Au Pays de l’espionnage (Casusluk Ülkesinde) (1902) adlı eserler hep aynı
doğrultudadır. Bu arada 5. Murad’ın kurtarılması için mason localarında da konferanslar vermiştir. Paul de Regla’nın yapıtları, 19.
yüzyılın sonlarında, Avrupa ve özellikle Fransa kamuoyunda Türkiye hakkında yapılan değerlendirmelerinin kaynakları arasında
bulunmalarından dolayı önemlidir.

Details
Lot: 624 » Kitap

Jean Ebersolt, CONSTANTINOPLE BYZANTINE ET LES VOYAGEURS DU LEVANT, Ernest Leroux, Paris, 1918. 280,
[4] s, 58 resim, 18.5 x 11.5 cm, bez cildinde. İstanbul’u gezen seyyahlara göre Bizans’tan Osmanlı’nın sonuna kadar İstanbul’un
tarihsel topografyası…
Seyyahların gözünden Bizans İstanbul’unun tarihi eserleri...
Jean Ebersolt (1879-1933), Charles Diehl’in de öğrencisi olmuş ünlü Fransız Bizans sanatı uzmanıdır. 1908’de İstanbul Rus
Arkeoloji Enstitüsü’nün muhabir üyesi seçilmiş, İstanbul’daki çalışmaları sırasında Osman Hamdi Bey ve onun kardeşi Halil Edhem
(Eldem) ile dostluk kurmuştur. Prof. Dr. Semavi Eyice’nin değerlendirmesine göre Jean Ebersolt bu eserinde “.. çeşitli ülkelerden
gelen yabancıların, önce Bizans’ın başkenti Konstantinopolis’te, sonra Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul’da görebildikleri, Bizans
mimari eser ve kalıntıları ortaya konulduktan başka, seyahatnamelerin belli başlılarının, eksiksiz olmasa bile, bir bibliyografyası
derlenmiş oluyordu.” Bu önemli eser, İstanbul’un zaman içinde ortadan kalkan tarihi eserlerinin hüzünlü bir öyküsüdür. Jean
Ebersolt protestan bir aileye mensup olarak, Fransa’nın doğusunda Montbeliard kasabasında dünyaya geldi. Yüksek öğrenimini
Paris, Nancy, Berlin ve Münih üniversitelerinde yaptı. Fransa Eğitim Bakanlığı ve Kitabeler ve Edebiyat Akedemisi tarafından
bilimsel araştırmalar yapmak üzere 1907’ten başlayarak pekçok kez İstanbul’a gönderildi. İstanbul’un tarihi eserlerini bilimsel
usullere göre inceleyen önemli tarihçilerdendir. Kapsamlı araştırmaların ürünü olan kitap ve makalelerinin çoğunluğu İstanbul ile
ilgilidir. şehrin Bizans dönemi tarihi ve eski eserlerinin tanınmasında önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Jean Ebersolt ‘un bu
eseri Prof. Dr. Semavi Eyice’nin önsözüyle 1996’de Türkçe olarak da yayınlanmıştır.

Details
Lot: 633 » Kitap

G[aston] des Godins de Souhesmes, A GUIDE TO CONSTANTINOPLE AND ITS ENVIRONS, A. Zellich Sons, Constantinople,
1893. 20, vii, [21-] 282, [3] s, 3 sepya baskı resim, 3 renkli katlanan harita, 1 sepia baskı katlanan Kapalıçarşı planı, 13 x 9.5
cm, kağıt kapağında.
İstanbul’un tanınmış yayıncılarından Zellich Biraderler tarafından yayınlanan bu rehber, uzun bir süre Doğu’da ve İstanbul’da yaşamış
olan ve iyi tanıdığı Türkiye hakkında Au Pays des Osmanlis ve Turks et Levantins gibi başka eserleri de bulunan G. de Souhesmes
tarafından yazılmıştır. İstanbul’un kısa bir tarihsel ve etnografik tanıtımı ile başlayan kitapta, kentin belli başlı tarihî binaları,
mahalleleri, idarî, askerî, sosyal kurumları ve elçiliklerin ele alındığı bölümden sonra, 12 günlük turistik bir İstanbul gezisinin nasıl
yapılacağı gün be gün anlatılmaktadır. Daha sonra Katolik, Ortodoks ve Protestan Hıristayanlarla, Yahudilerin gidebilecekleri kilise
ve sinagoglar tanıtılmıştır. Haberleşme tarifelerinin verildiği bölümü takiben, kentte ulaşım yolları (at, atlı araba, tren, tramvay,
vapur, sandal) açıklanmış, son olarak da tiyatrolarla hamamlar tanıtılmıştır. 4 katlanan haritanın yanı sıra not alınabilmesi için
hazırlanmış memorendum sayfaları ile nadir ve mükemmel bir rehberdir. Kitabın başında Grand Hotel de Londres’i dahili ve harici
görüntüleri ile beraber tanıtan özel bir ek bulunmaktadır. Elimizdeki İngilizce baskı 1891 tarihli Fransızca baskıdan Gregory P.
Cacavas tarafından çevrilmiştir.

Details
Lot: 634 » Kitap

A MONTH AT CONSTANTINOPLE, Albert Smith, London, David Bouge, MDCCCL
[1850]. 2. basım. XVI, 236 s, [8] s yayıncı kataloğu.
Albert Smith (1816-1860), roman, deneme, ve tiyatro dallarında birçok eserler vermiş
İngiliz yazarı ve mizah ustasıdır. İstanbul’da bir ay geçiren yazar önsözde belirttiği üzere
siyasal ya da sosyal içerikli bir gezi kitabı yazmak yerine ilk intibalarını kaleme aldığı bir
gözlemler ve anılar günlüğü oluşturmayı tercih etmiştir. Smith, Péra’yı, Topkapı Sarayı’nı,
Boğaziçi’ni, Büyükada’yı çok hoş ve eğlendirici bir üslupla yazmıştır. Darphane, Esir Pazarı,
Péra Yangınları, Büyükada ve Eğlenceleri, Tarabya ve Belgrad Ormanı, Dervişler, Selâmlık
Merasimi gibi bölüm başlıkları yazarın İstanbul’da geçirdiği zamanı dolu dolu geçirdiğine
işaret eden ipuçlarını veriyor. İstanbul’dan Mısır’a geçen yazar, kitabın sonuna 55 £ tutan
Londra-İstanbul yolculuğunun masraflarının bir dökümünü yapmış ve bu tür gezi yapacaklar
için neyin nereden alınacağına, hangi otelde kalınacağına dair aydınlatıcı bilgiler vermiştir.
İstanbul’a gelmeden önce Çanakkale’yi gören ve Çanakkale seramiklerinden ayrıntılı biçimde
söz eden gezgin Albert Smith kitabında ön yüzü çiçek ve yaprak desenli, burmalı saplı tipik bir
19. yy. sürahisinin ve aynı yüzyılın sırtı kulplu “aquamanil” tarzında bir at biblosunun çizimini
verir. Kitapta yol üzerinde ziyaret edilen İzmir için de bir bölüm ayrılmıştır.

Details
Lot: 640 » Kitap

Frédéric Lacroix, GUIDE DU VOYAGEUR À CONSTANTINOPLE ET DANS SES ENVIRONS,
contenant l’histoire de cette capitale depuis sa fondation jusqu’à sa conquête par Mahomet
II, l’indication et la description des localités les plus remarquables; des recherches
historiques sur les principaux monuments; et en général tout ce qui peut être utile aux
voyageurs ; avec un plan détaillé de Constantinople, Bellizard, Dufour, Paris, 1839. xvi, 191
s, 1 renkli katlanır İstanbul haritası (62 x 73 cm), 19.5 x 14 cm, kağıt kapağında.
Büyük renkli haritası eşliğinde ilk defa görülen bir turist rehberine göre 1830’larda İstanbul...
İstanbul ve çevresi için bir gezi rehberi niteliğinde olan kitap, alt başlığından da anlaşıldığı gibi,
kuruluşundan fethine kadar başkentin tarihini, en dikkate değer yerlerinin tasvirini, başlıca anıtlar
üzerine tarihsel araştırmaları ve genel olarak seyyahlar için yararlı olabilecek “her şeyi” içermektedir.
Lacroix’nın bu rehberi tarih, mimarlık, çevre ve toplum hakkındaki tasvirleri ve gözlemleriyle
1830’lar İstanbul’una ışık tutmaktadır. Yazar bu yazıda özellikle vurgulanan Pera ve Tarihi
Yarımada’nın yanı sıra tüm Boğaz köyleri ile Üsküdar, Eyüp ve Prens Adaları’nı da edebi bir dille
anlatmıştır. 19. yüzyılın ilk yarısında kitle turizminin gelişmesiyle birlikte yaygınlaşmaya başlayan
rehber kitaplarında görülen tarafsız, evrensel, ansiklopedik nitelikteki kurgu Lacroix’nın kitabında
da dikkati çeker. Lacroix’nın objektif ve tarafsız yaklaşımı kitabın belirgin özelliklerinden biridir.
Örneğin, kimi yazarların kötü niyetle, İstanbul’un içinin, yabancıların nereye basacaklarını bilemedikleri
“iğrenç bir çirkef kuyusu” olduğunu söylemelerini eleştirerek, gezilip görülen pek çok
yerdeki sokak, meydan ve kavşakların en güzel Avrupa kentlerine yaraşan bir büyüklük ve temizliği
yansıttığını belirtmesi bu tutumu ortaya koymaktadır. İstanbul’da geceleri yaşanan kapkaç olaylarını
anlatıp okurlarını uyarırken de Lacroix, bunun Avrupa başkentlerinde de rastlanan bir durum
olduğunu, Paris’in en işlek mahallelerinde bile insanların geceleyin soyulduğunu hatta öldürüldüğünü
eklemektedir. Lacroix kitabında, görülmesi gereken yerler hakkında bilgi vermenin yanında,
İstanbul’a gelen yabancıları belli konularda uyarma görevini de yerine getirmektedir. Örneğin,
kayıkla Dolmabahçe açıklarından geçilirken, saray görülür görülmez derhal tenteyi indirmek ve
alçak sesle konuşmak gerekmektedir. Gülmek, bağırmak, herhangi bir müzik aleti çalmak, elinde
ateşli bir silah tutmak, sarayın bulunduğu yöne doğru denize tükürmek, hele hele parmağıyla sarayı
göstermek, kesinlikle yapılmaması gereken şeylerdir. Bu kurallara uymamanın bedeli yirmi sopa
yemek ya da para cezası ödemektir. Kuralı çiğneyen bir Frenk olduğunda cezayı çekmek kayıkçıya
düştüğünden, Lacroix bu konuda çok hassas davranmak gerektiğini hatırlatmaktadır. 19. yüzyılda
kaleme alınmış rehber kitapların pek çoğunun yazarı gibi, Frédéric Lacroix (1811-1863) da meslek
yaşamına coğrafyacı olarak başlamıştır. 28 yaşında yayımladığı İstanbul rehberinin ardından, özellikle
Güney Amerika ülkelerine yönelik yayınlar yapmıştır. Blackmer ve Atabey’de kaydı olmayan
son derece nadir bir kitaptır.

Details
Lot: 641 » Kitap

Eugenia S[proul]. Bumgardner, UNDAUNTED EXILES, The McClure Company, Staunton, Virginia, 1925. [8], 230 s, metin dışında 16 levhada 28 fotoğraf, elimizdeki nüsha yazarın ex-libris etiketini taşımaktadır, 22 x 16 cm, bez cildinde. Acıların ve Sürgünlerin kenti İstanbul…
İstanbul’a kısa bir tatil yapmak üzere gelen ancak Amarikan Kızılhaç direktörünün ricası üzerine şehirde kalarak muhtaç
durumdaki Ruslara yardım eden Eugenia Sproul Bumgardner’in (1879-1948) anıları birinci elden bilgilere yer vermesi
bakımından İstanbul’daki Beyaz Ruslar’ı anlatan eserler arasında çok önemlidir. Kitap zengin bir kültürel birikime sahip
olan göçmenlerin çocuklarını okutma gayretini, bu amaçla temin edilen Rusça kitaplar ve Amerikalılarca sağlanan kırtasiye
malzemesi ile Tophane’de açılan 500 öğrencilik Rus Lisesi’nin mevcudiyetini Bumgardner’in kitabından öğreniyoruz. Genellikle
Péra çevresine yerleşen Beyaz Ruslar kendi devrimine hazırlanan bir ülkenin başkentinin karmaşasına kendi kültürlerini ve
alışkanlıklarını çok kolay taşımışlardı. Bumbardner’in de gözlemlediği gibi eski görkemli geçmişlerini bir kenara atan Beyaz
Ruslar açtıkları lokantalar, gece kulüpleri ve 24 saat açık pastaneleri, Boutnikorff’un Tepebaşı Parkı’nda verdiği senfoni
orkestrası konserleri ile Péra’nın çehresini değiştirmeye başlamışlardır. Bumgardner’in deyimiyle Péra’daki sönük ve gösterişsiz
Rum lokantaları yerlerini Rus lokantalarına bıraktılar.

Details
Lot: 642 » Kitap

Mary Wortley Montagu, LETTERS FROM CONSTANTINOPLE, Methuen, London, 1927. V, 95 s, 16.5 x 10.5 cm, bez kaplı kağıt kapağında.
Lady Mary Wortley Montagu (1689-1762) İngiliz yazardır. Osmanlı döneminde İngiltere tarafından İstanbul’a elçi olarak atanan
Edward Wortley Montagu’nun eşiydi. Lale Devrinin başlangıcına rast gelen bu dönemde iki yılını İstanbulda geçirdi. İngiltere’deki
arkadaşlarına İstanbul’daki izlenimlerini en ince ayrıntılarıyla anlatan mektuplar yazdı. 1718 yılında eşiyle birlikte Londra’ya
döndü ve sosyetenin aranan bir üyesi oldu. Hikâyeler ve çeşitli konularda makaleler yazdı. Diğer soylularla çeşitli konularda
topluma açık tartışmalara girdi. Bazı görüşlerinlerden dolayı feminizmin ilk savunucularından biri olarak kabul edilmektedir.
1738 yılında Venedikli Kont Francesco Algarotti’ye aşık oldu. Eşi ve çocuklarını terkederek İtalya’ya gitti. Kont Algarotti’yle
aralarının bozulmasına rağmen yaşamının geri kalan bölümünün çoğunu İtalya’da geçirdi. 1762 yılında Londra’da öldü. Lady
Montagu’nun İstanbul’da yazdığı mektuplar ölümünden sonra 1763 yılında kitap halinde yayınlandı ve Avrupa’da ilgiyle okundu.
Bu mektuplar genelde Osmanlı toplumunu olumlu bir şekilde yansıtmaktadır. Avrupalıların Osmanlılar hakkındaki önyargılarını
düzeltmek için çaba göstermiştir. Lady Montagu çiçek hastalığı geçirmişti ve yüzünde hastalığın izleri kalmıştı. İngiltere’de
henüz bulunmayan çiçek aşısının İstanbul’da yaygın bir şekilde kullanıldığını hayretle gördü ve hemen iki çocuğunu aşılattı.
İstanbul’dan yazdığı mektuplarla ve Londra’ya döndükten sonra bizzat kendisi çiçek aşısını İngilizlere tanıttı. Osmanlı uygarlığını
övdü. Osmanlıların kadınlara verdiği değeri anlattı.

Details
Lot: 643 » Kitap

Tommaso Bertele`, Umberto Dorini ve Giovanni Bertele`, IL PALAZZO DEGLI AMBASCIATORI DI VENEZIA A COSTANTINOPOLI E LE SUE ANTICHE MEMORIE:
Ricerche Storiche con Documenti Inediti e 185 Illustrazioni, Casa Editrice Apollo, Bologna, MCMXXXII [1932]. 445 s, 185 resim, 30 x 22 cm, karton cildinde.
350 adetlik sınırlı baskının 334 No’lu nüshası.
Venedik Sarayı, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde 16. yüzyıldan itibaren Venedik elçilerinin (balyoslarının) konutu olarak kullanılagelmiş ve günümüzde İtalyan Başkonsolosu'nun
ikametgâhı olarak kullanılan yapıdır. Üç katlı yapı, başlıklı sütunların taşıdığı çıkma biçimindeki terası, üçgen alınlığı, pencere düzeni, iç ve dış bezemeleriyle neoklasik üsluptadır.
Elçilik sarayı olarak Venedik balyosu tarafından kiralanan yapının, 16. yüzyıldaki sahipleri bilinmez, 17. yüzyılda Venedik Cumhuriyeti'ne mensup bir tercümanın oğlu Sebastiano
Salvago ile Zoia (Gioia veya Giorgia) Salvago adında bir kadına ait olduğu tespit edilmiştir. Yapı, 1746’da Venedik Balyosu tarafından satın alındı. 1780-1781'de kapsamlı bir
restorasyona sonucu yapı, neo-klasik üslupta temelden yeniden inşa edilmiştir. Yapı, önce Venedik'in sonrasında ise birleşen İtalya'nın, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ve modern
Türkiye'deki varlıklarının bir sembolü olarak görülmüştür. 1797'de Venedik'in Avusturya'ya teslim olmasından sonra Avusturya tarafından işgal edilen saray, 1806’da Venedik
Sarayı Fransızlara geçti; 1815'te Viyana Antlaşması ile tekrar Avusturyalılar'a geçti ve bir yüzyıl Avusturya egemenliğinde kaldı. Bu dönemde genel formunu değiştirmeyen
geniş çaplı bir restorasyon gerçekleştirildi. Venedik, 1866'da bağımsızlığını kazandı ancak saray Avusturya’da kalmaya devam etti. 1914-1918 arasında eski yapının temelleri
üzerinde yeniden inşa edildi. Bu yeniden inşa sürecinde sarayın genel yapısı korundu. I. Dünya Savaşı'ndan galip çıkan İtalya, Venedik Sarayı'nı geri almak için girişimlerde
bulundu. Yapı, İtalyan Dışişleri Bakanlığı’nın emriyle 1 Aralık 1918'de, İtalyan Deniz Kuvvetleri tarafından işgal edildi; 27 Mart 1919'da yüksek komiser kararı ile İtalyan
Elçiliği, sarayı ve tüm ilgili yapıları resmen teslim almıştır. 1919'dan 1936'ya kadar İtalyan Büyükelçisi’nin İstanbul'daki ikametgâhı olarak tahsis edilen saray, o günden bu
yana bu işlevinin yanı sıra İtalya Başkonsolosluğu ikametgâhı olarak da kullanılır.

Details
Lot: 645 » Kitap

Jean Ebersolt, CONSTANTINOPLE BYZANTINE ET LES VOYAGEURS DU LEVANT,
Ernest Leroux, Paris, 1918 (dış kapakta 1919). 280, [4] s, 58 resim, 19 x 12 cm, kağıt kapağında.
Batılı seyyahların gözüyle Bizans İstanbul’unun tarihi eserleri...
İstanbul’u gezen seyyahlara göre Bizans’tan Osmanlı’nın sonuna kadar İstanbul’un tarihsel topografyası… Jean Ebersolt (1879-1933),
Charles Diehl’in de öğrencisi olmuş ünlü Fransız Bizans sanatı uzmanıdır. 1908’de İstanbul Rus Arkeoloji Enstitüsü’nün muhabir üyesi
seçilmiş, İstanbul’daki çalışmaları sırasında Osman Hamdi Bey ve onun kardeşi Halil Edhem (Eldem) ile dostluk kurmuştur. Prof. Dr.
Semavi Eyice’nin değerlendirmesine göre Jean Ebersolt bu eserinde “.. çeşitli ülkelerden gelen yabancıların, önce Bizans’ın başkenti
Konstantinopolis’te, sonra Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul’da görebildikleri, Bizans mimari eser ve kalıntıları ortaya konulduktan
başka, seyahatnamelerin belli başlılarının, eksiksiz olmasa bile, bir bibliyografyası derlenmiş oluyordu.” Bu önemli eser, İstanbul’un
zaman içinde ortadan kalkan tarihi eserlerinin hüzünlü bir öyküsüdür. Jean Ebersolt protestan bir aileye mensup olarak, Fransa’nın
doğusunda Montbeliard kasabasında dünyaya geldi. Yüksek öğrenimini Paris, Nancy, Berlin ve Münih üniversitelerinde yaptı. Fransa
Eğitim Bakanlığı ve Kitabeler ve Edebiyat Akedemisi tarafından bilimsel araştırmalar yapmak üzere 1907’ten başlayarak pekçok kez
İstanbul’a gönderildi. İstanbul’un tarihi eserlerini bilimsel usullere göre inceleyen önemli tarihçilerdendir. Kapsamlı araştırmaların
ürünü olan kitap ve makalelerinin çoğunluğu İstanbul ile ilgilidir. şehrin Bizans dönemi tarihi ve eski eserlerinin tanınmasında önemli
ölçüde katkıda bulunmuştur. Jean Ebersolt’un bu eserinin Bizans İstanbulu ve Doğu Seyyahları başlıklı Türkçe baskısı 1996 yılında
yayınlanmıştır.

Details
Lot: 648 » Kitap

[Charles] Jules Labarte, LE PALAIS IMPÉRIAL DE CONSTANTINOPLE ET SES ABORDS, Sainte-Sophie, Le Forum Augustéon et l’Hippodrome, tels
qu’ils existaient au dixième siècle, Librairie Archéologique de Victor Didron, Paris, MDCCCLXI [1861]. 240 s, metin sonunda 1 renkli harita, biri renkli 2
katlanır plan, 32 x 24 cm, sırtı deri, kapakları karton cildinde.
İstanbul’daki Büyük Saray hakkında yayınlanan ilk kitap...
Charles Jules Labarte (1797-1880) Fransız avukat ve sanat tarihçisidir. Labarte eserinde Bizans kaynaklarına dayanarak Büyük Saray’ın detaylı bir planını
çıkarmaya çalışmıştır. 4. yüzyılda yapılmaya başlanan ve şimdiki Sultanahmet Camisi’nden Marmara kıyısına kadar gelişip başlıbaşına bir şehir görüntüsü
kazanan Büyük Saray, 11. yüzyıla kadar kullanılmıştır. Daha sonra Bizanslılar ve Osmanlılar Büyük Saray’ın üzerine başka yapılar inşa etmiştir. Müstakil
olarak Büyük Saray’ı anlatan ilk kitap müzayedemizde sunulan Labarte’nin eseridir. Sonradan, Montucci Labarte’nin kitabındaki planlardan yola çıkarak
sarayın topoğrafyasını çıkartmış, Paspatis 1885’te Atina’da yayımladığı kitapta ilginç ayrıntılar vermiştir. F. von Reber, 1891’de yayınlanan kitabında sarayın
çeşitli bölüm ve dairelerinin yerlerini göstermeye çalışmış, aynı tarihte Rus Bjeljaeff de Saray hakkında üç makale yazmıştır. Müzayedelerimizde ilk defa
görülen bu kitap çok nadir olduğundan ülkemizdeki tarihçiler tarafından yeterince kullanılmamıştır.

Details
previous
Go to Page: / 36
next