Jacques (James) Dallaway, CONSTANTINOPLE ANCIENNE ET MODERNE, ET DESCRIPTION DES CÔTES ET ISLES DE L’ARCHIPEL ET DE LA TROADE,
Chez Denné, Paris, an VII [1800]. 2 cilt: viii, 371 s, 1 katlanır panorama, 1 katlanır tablo; 292 s, 1 katlanır panorama, 1 katlanır harita, 19,5 x 12.5 cm, deri ciltlerinde.
İngiltere elçiliğinin hekim ve papazından 18. yüzyılda eski ve ‘yeni’ İstanbul...
James Dallaway (1763-1864) İngiliz topoğrafyacı ve yazardır. Bir bankerin oğluydu. 1789’da eski eserler meraklılarının toplandığı Society of Antiquarians’a üye oldu.
Koruyucusu olan Norfolk dükasının aracılığıyla 1794’te İngiltere’nin İstanbul elçiliğinin hekim ve papazlığına atandı. Elimizdeki kitap İstanbul’daki 3 yıllık yaşantısının ve
gözlemlerinin ürünüdür. Constantinople Ancient and Modern, with Excursions to the Shores and Islands of the Arcipelago and to the Troad (London, 1797) başlığını taşıyan
orijinal baskının Fransızca çevirisidir. 1800’de Chemnitz ve 1801’de Berlin-Hamburg’da yapılmış iki Almanca baskısı vardır. Dallaway, İngiltere’ye dönüşünden sonra ölümüne
kadar Norfolk dükasının sekreterliğini yaptı ve İngiltere tarihine ilişkin kitaplar kaleme aldı. İstanbul’a ait yapıtı bir seyahatnameden çok tarih ve coğrafya çalışmasıdır. Dallaway
kitabını hazırlarken eski Bizans yazarlarından olduğu gibi Batılı geginlerin seyahatnamelerinden ve yerel kaynaklardan da faydalanmıştır. Kitap pekçok detay bilgi ile doludur.
İstanbul efendisi’nin (İstanbul kadısı) sayımlarına dayanarak kentte 88.185 evin ve 130 halka açık hamamın bulunduğunu yazar. Herhalde bu sayımdan yola çıkarak kent
nüfusunun 400.000 kişi (ki bunların 200.000’i Türk, 100.000’i Rum ve geri kalanını Yahudi, Ermeni ve Frenk olarak hesaplar) olduğunu yazar. İstanbul kadısından elde
edilen bilgiler ancak suriçi İstanbul’a ait olmalıdır. Yazar, herkesçe anlatılan büyük sultan camilerinin ötesinde Nuruosmaniye ve Laleli’den de söz eder. İstanbul efendisinin
defterlerine dayanarak, 1782 yangınından önce kentte 500’ü aşan okulun bulunduğunu yazar. Kütüphaneler için de önemli bilgiler verir. Bundan başka yazar bir Avrupalının
aklından geçiremeyeceği kadar sessiz sokaklardan, kahvehanelerden ve oralardaki hikayecilerden söz eder. 1779’daki yangında zarar gören Çemberlitaş’ı sağlamlaştırmak
için taş bir kaidenin yaptırıldığını not eder. Boğaziçi’ne gelince, sahil saraylarına ve Kuruçeşme’deki Fener Rum aristokrasisine ait konaklara ilişkin kısa bilgilerden sonra, gene
kısaca sukemerlerinden ve bentlerden söz edilir ve İran sefirinin ikametgahının Üsküdar’da olduğu yazılır. Atabey 309