GRAMMAIRE THÉORIQUE ET PRATIQUE DE LA LANGUE TURKE, TELLE QU’ELLE EST PARLÉE A CONSTANTINOPLE, Artin Hindoglou, Imprimerie Orientale de Prosper Dondey-Dupré, Paris, 1834. vii, 182, [1] s, 22 x 15 cm, lüks deri cildinde.

Kütahyalı bir Osmanlı Ermenisi Artin Hindoğlu’nun Türkçe  gramer ve sözlüğü.

ARTİN HİNDOĞLU; Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa, Yakın-Doğu ve Akdeniz’de çok geniş bir coğrafya’ya hükmetmesi ve dünyanın belli başlı kara ve deniz ticaret yollarını denetimi altında bulundurması, Avrupalıları Osmanlı dili ve kültürü ile sistemli bir biçimde ilgilenmeye zorlamıştır. Nitekim, 1600’lü yılların başından itibaren, Avrupa’da Türk dili üzerine çalışmalar yayınlanmağa başlar. Çünkü, her ne kadar Arapça ve Farsça eskiden beri Doğu ülkelerinin bilim ve edebiyat dili ise de, artık siyasi ve ticari ilişkiler açısından Türkçe vazgeçilmez bir öneme sahip olmuştur. Çünkü imparatorluğun hemen her tarafında halkın konuşup yazdığı dil Türkçedir. Ayrıca, edebiyat, tarih ve coğrafya alanlarında da Türkçe yazılmış ve basılmış kıymetli eserlerin çoğalması, Avrupalı oryantalistlerin dikkatini Türkçe üzerine çekmiştir. Kütahyalı bir Osmanlı Ermenisi olan Artin Hindoğlu’nun (1780-1840) bu Türkçe gramer ve sözlüğü, böylesine önemli bir ihtiyacı karşılamak üzere kaleme alınmıştır. Kütahya’daki Ermenilerin anadili Kayseri’dekiler gibi Türkçe olduğu için Hindoğlu’nun da Türkçesi oldukça kuvvetli idi. 1795’de İstanbul’a gelmiş, oradan da Venedik San Lazar adasındaki Mıkhıtaristler Manastırına tahsil için gitmiştir. Ermeniceyi ve bazı batı dillerini burada öğrenen yazar, 1718’de Viyana’ya gitmiştir. Burada Türk dili öğretmenliği ve İmparatorluk Yüksek Mahkemesi tercümanlığı yapmış olan Hindoğlu’nun, Türk dili üzerine yazmış olduğu bu gramer kitabından başka, Türkçe-Fransızca ve Fransızca-Türkçe sözlükleri ve Almanca-Ermenice Grameri vardır. Türkçe’ye emek veren ilk dilcilerden biri olan Artin Hindoğlu’nun Müzayedeye sunduğumuz bu eseri, kapsamı, yöntemi ve işlevi bakımından kendi türünün ilk örneklerinden birini teşkil eder. Türkçe kelimeler, hem Arap harfleriyle, hem de latin harfleri ile belirtilmiştir. Türkçe kelimelerin Latin imlası ile de yazılmış olması, bu kelimelerin o günkü telaffuzunu öğrenmemiz bakımından önemlidir. Bu sözlükler, bizde Batılılaşmanın başlangıcı olarak kabul edilen Tanzimat’tan önce, batıya özgü birtakım felsefi ve siyasi kavramların Türkçe’ye girmesinde gördükleri işlev bakımından da ayrı bir değer taşırlar.